Prof.Dr. Halil İbrahim ULUSOY’un danışmanlığını yaptığı, Eczacılık Fakültesi öğrencileri Şule Temiz ve Kübra Çakır, 2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı kapsamında TÜBİTAK’tan destek aldılar.
Şule Temiz’in, “NSAİİ Etken Maddeler Ketoprofen ve İbuprofen Molekülleri için Duyarlı Analiz Yöntemi Geliştirilmesi” adlı projesinde, Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçların (NSAİİ), agrı kesici, ates düsürücü ve inflamasyonu azaltıcı özellikleri bulunmaktadır. Profenler, aspirin, parasetamol en yaygın kulanılan analjezik ilaçlardır. Analjezik ve Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) ise antibiyotiklerden sonra en sık reçete edilen ilaçlardandır. Profenlerin en çok kullanılan üyesi ibuprofendir ve batı ülkelerinde oral ibuprofen preperatı reçetesiz ilaç statüsündedir. Günümüzde NSAİİ dünyada en sık reçete edilen ilaç grupları içerisinde yer almaktadır. Avrupa genelinde NSAİİ tüm reçetelerin %7.7’sini oluşturmaktadır. NSAİİ ilaç etken maddelerinin yan etkilerinden dolayı fazla kullanımının kontrolü, tedavi edici etkilerinin izlenmesi, biyoyararlılık çalışmalarının yapılması ve üretim aşamasında kalite kontrol testlerinin sürdürülmesi adına duyarlı, seçici, uygun maliyetli analiz yöntemlerinin geliştirilmesi oldukça önemlidir. Ayrıca ilaç etken maddeleri içeren bir çok gerçek örneğin kompleks yapısı, hedef türlerinin derişimlerinin klasik analiz cihazlarının tayin sınırı altında olması bir çok durumda bir örnek hazırlama, ayırma ve zenginleştirme yöntemi kullanılmasını gerekli kılar. Çalışma yapılan ve yaygın kullanılan bu etken maddeler için duyarlı, kolay uygulanabilir ve doğruluğu yüksek bir analiz metodu geliştirmeyi amaçlamaktadır. Doğrudan analizi çoğunlukla HPLC temelli sistemlerle yapılan bu etken maddeler için, karmaşık örnek yapılarına uygulanabilme ve düşük analit miktarlarında çalışabilme yetenekleri kazandırmak amacıyla katı faz ekstraksiyonuna dayalı bir ayırma zenginleştirme işlemi geliştirilecektir. Bu amaçla uygulanacak yöntem için bu çalışmaya özgü manyetik nanopartiküller geliştirilecek ve kromatografik tayin öncesinde ilaç etken maddeleri partikül yüzeyine bağlanarak zenginleştirilecektir. Çalışma ortamının ph’ı kullanılan ekstrakte edici fazların türü ve yüzey özellikleri, desorpsiyon için uygun çözgen seçimi gibi ekstraksiyon parametreleri ile kolon seçimi, hareketli faz bileşimi ve örnekleme miktarı gibi kromotografik değişkenlerin optimizasyonu yapılacak ve yöntem her yönüyle valide edilecektir. Yöntemin doğruluğu ve validasyonu imkânlar ölçüsünde sertifikalı referans malzemeler ve sentetik idrar çözeltileri yapılan geri kazanım çalışmaları ile teyit edilecektir. Belli bir derişim aralığında geliştirilen analitik yöntemin tayin sınırı, nicelleştirme sınırı, kesinliği, doğruluğu ve zenginleştirme faktörü hesaplanacaktır.
Kübra Çakır’ın, “Kozmetik Ürünlerinde Paraben Türevlerinin İzlenmesi için Pratik Katı Faz Ekstraksiyonu Yöntemi Geliştirilmesi” adlı projesinde ise, Parabenler, p-hidroksi benzoik asidin alkil ya da benzil grupları içeren esterleridir. Bu gruplar, metil, etil, propil, bütil, heptil gibi düz zincirli ya da benzil parabende olduğu gibi halkasal olabilir. Parabenler temel olarak gıda ürünleri, kozmetik ürünleri ve ilaçlarda koruyucu katkı maddeleri olarak üretim aşamasında eklenirler. Aslında 1920 lerden beri yaygın olarak kullanılmalarına rağmen çevresel örneklerde varlığını gösteren ilk analitik çalışmaların 1996 yılında yayınlandığı görülür. Birçok farklı üründe kullanılmaları sonucu hem kullanılan yerlerde hem de çevresel su örneklerinde paraben türevlerinin eser düzeyde izlenmeleri önemli hale gelmiştir. Paraben türevlerinin yaygın kullanım alanına sahip olmasına nedeniyle insan sağlı üzerine zararlı etkileri pek çok çalışmada gösterilmiş, belli bir dozun üzerinde kullanımı gelişmiş ülkelerin çoğunda yasaklanmıştır. Önerilen proje çalışması ile kozmetik ürünlerde eser düzeyde bulanan paraben türlerini girişimlerden bağımsız doğru ve duyarlı bir şekilde analiz edebilecek katı faz ekstraksiyonu temelli bir kromatografik tayin yöntemi geliştirilecektir. Geliştirilecek yöntemin literatürde son yıllarda çok kullanılmaya başlanan ve uygulama pratikliği sunan fabrik faz ektraksiyonu (FPSE) temelli olması hedeflenmektedir. Bu sayede basit bir ön işlemle doğrudan örnekleme yapılabilecek sonrasında ise paraben türevlerinin tayini klasik bir HPLC cihazı ile doğru ve duyarlı bir şekilde yapılabilecektir. Önerilen çalışmada, geliştirilecek mikro ekstraksiyon tekniği ile zenginleştirilen paraben moleküllerinin tayini HPLC-DAD sistemi ile yapılacaktır. Çalışma ortamının pH’sı, kullanılan ekstrakte edici fazların türü ve miktarı, zenginleştirilmiş faz için uygun çözgen seçimi gibi ekstraksiyon parametreleri ile kolon seçimi, hareketli faz bileşimi ve örnekleme miktarı gibi kromatografik değişkenlerin optimizasyonu yapılacaktır. Yöntemin doğruluğu ve validasyonu sertifikalı referans malzemeler ve gerçek örneklerle yapılan geri kazanım çalışmaları ile teyit edilecektir. Belli bir derişim aralığında geliştirilen analitik yöntemin tayin sınırı, nicelleştirme sınırı, kesinliği, doğruluğu ve zenginleştirme faktörü hesaplanacaktır. Ayrıca önerilen yönteme olası girişimci türlerin etkileri ve bunları giderme yolları ile ilgili çalışmalar yapılacaktır. Daha sonra geliştirilen yöntem, sık kullanılan kozmetik ürünlerdeki paraben kalıntılarının izlenmesine uygulanacaktır.
Kendilerini tebrik eder başarılarının devamını dileriz.